Esra Özarfat
BURSA – Meyve zerzevat mamulleri ihracatı 2020 yılından bu yana altın günlerini yaşıyor. Yılın 8 aylık devrinde Türkiye genelinde yüzde 22 artış kaydedilirken, Uludağ Meyve Zerzevat Mamulleri İhracatçıları Birliği (UMSMİB) kanalıyla yapılan ihracat yüzde 19 artışla 176 milyon 388 bin dolar oldu. 41 milyon dolarlık ihracatla Almanya en kıymetli pazar olurken, Birleşik Devletler toplam ihracattan yüzde 9 hisse aldı. DÜNYA’nın Bursa Bölge Temsilcisi Ömer Faruk Çİftçi ile bölüm ihracatını pahalandıran UMSMİB İdare Konseyi Lideri Özkan Kamiloğlu, ihracattaki artışın sevindirici olduğunu lakin sürdürülebilirlik noktasında adımlar atılması gerektiğini söyledi.
Pandemi periyodunda artan stok gereksinimi ile döviz kurundaki yükselmenin ihracata olumlu tesir ettiğini belirten Kamiloğlu, “Bir iş güzel gidiyorsa üzerinde daha sakin düşünmek ve yürümek lazım. Meyve zerzevat mamulleri açısından işimiz biraz fazla yeterli gidiyor. 2020’den 2022’ye kadar yüzde 50 oranında bir ihracat artışı gerçekleşti. Türkiye olarak heyecana kapılmadan, akıllı bir biçimde bu konjonktürün kalıcı olup olmadığını tespit etmemiz lazım. Pandeminin başladığı 2020 yılı ve tekrar pandemi gölgesinde geçen 2021 yılında ihracatta yaşanan artışlar bizi yanıltmamalı. Temennimiz, devlet siyasetleri ile desteklenmiş, randımanı yüksek, kaliteli eserlerimizi mevcut pazarlardaki hissemizi artırarak ve yeni pazarlarda da kendimize sağlam yerler edinerek ihracatımızı kalıcı kılmak, çiftçimizi kalkındırmak ve ülke refahını artırmaktır. Hasebiyle dalın stratejisini de dünya ile rekabet edebilecek düzeyde eserler üretmek, mevcut pazarlardaki hissemizi artırırken yeni pazarlarda yer edinmek oluşturuyor. Dünya standardına uygun, Türkiye’yi temsil edecek yanlışsız eserlerin gönderilip gönderilmediği devlet tarafından denetlenmeli” dedi.
Artan maliyetler çiftçinin takatini kesti
Üretim maliyetleri düşmediği sürece ihracattaki artışın sürdürülebilir olmadığına dikkat çeken Özkan Kamiloğlu, ihracatta seyreden artışın ‘konjonktürel’ olduğunu lisana getirdi. Kamiloğlu, “Üretim maliyetlerimiz dünyaya paralel olmalı. Yakıt ve güç çok değerli. Gübre fiyatları yükseldi. Bunlarla ilgili önlem alınmadı. İlaç fiyatları tıpkı halde. Bütün dünyada tarıma verilen akaryakıt sübvansiyonludur. Çiftçiden vergi alınmaz. Bunu Türkiye de yapmak zorunda. Aksi halde makineleri kullanamıyoruz. Örneğin Hindistan gübre fiyatlarını sabitledi. Kalıcı olması için maliyetlerin düşürülmesi, üreticinin desteklenmesi gerekiyor. Aksi halde çiftçinin takati kesildi” diye konuştu. İhracatın önündeki bir başka değerli sorunun de kur muhafazalı mevduat olduğuna işaret eden Kamiloğlu, artan girdi maliyetlerine rağmen sabitlenen kurla ihracatın önüne set çekildiğini savundu. Özkan Kamiloğlu şu değerlendirmeyi yaptı: “Kur muhafazalı mevduatın kaldırılması gerekiyor. Bunun yerine farklı enstrümanlarla dayanaklar sağlanabilir. Aksi halde bu tempoda gidilirse ihracatın düşmesi kaçınılmaz. Bu yükselişimiz kalıcı değil. Bu baskı yılbaşına kadar sürerse ihracat düşmeye başlayacak. İşlenmiş meyve zerzevatın dışında başka ihracat kalemlerinde gerileme gözlenmeye başladı.”
UMSMİB olarak 2022 yılı ihracat maksadının 260 milyon dolar olarak öngörüldüğünü açıklayan Kamiloğlu, dünyada besin bölümüne olan talebin artacağından hareketle, işlenmiş besin ihracatının 2023 yılında da artış göstereceğini iddia ettiklerini tabir etti.
