Ekonomist Uğur Gürses, Merkez Bankası Lideri Şahap Kavcıoğlu’nun bugünkü “Enflasyon Raporu” sunumunu kıymetlendirdi.
Toplantının en başında kelam istediğini ve ön sıralarda olmasına rağmen buna fırsat verilmediğini belirten Gürses, “Diğer ekonomist ve gazetecilerin sorularına da evvelce hazırlık yapıldığı muhakkak olan önündeki yazılı metinlerden yanıtladı. Aşikâr idi ki, hazırlık yapılmamış sorulardan kaçınmak istendi. (Madem o denli, evvelce kaydedilmiş biçimde banttan yayın yapılsaydı ya?)” kanısını lisana getirdi.
Gürses şahsî blogunda kaleme aldığı yazıda şu sözleri kullandı:
“Sizden evvel Naci Ağbal başkanlığında toplanan Para Siyaseti Şurası (PPK) bahsettiğiniz kredi genişlemesi ve kısıtlamaların kaldırılmasıyla gelişen şartlarda 2 puanlık faiz artışına gitti. Bu faiz artışını yapma nedeni, gaye olan yılsonu enflasyon iddiası olan yüzde 9.4’ü korumak idi.
Bu faiz artışından sonra Naci Ağbal vazifeden alınıp siz başkanlığa atandıktan sonra döviz kuru yüzde 10 yükseldi. Buradan gelen 2.8 puanlık “görevden alma-atama etkisi” ile enflasyon kestiriminiz de artık yüzde 12.2 olarak güncellendiğine nazaran, nasıl sıkı duruşu korumuş oluyorsunuz? Ek enflasyon artışına karşın birebir duruşu korumak sıkı duruş oluyor mu? Fiilen gevşetmiş olmuyor musunuz? Ayrıyeten yüzde 9.4’lük enflasyon kestirimini hedefleme duruşu çöpe atılmış olmuyor mu?
Bu, 2.8 puanlık “görevden alma-atama” tesirini, bedelini topluma ödetmek değil mi?
Not: Kavcıoğlu konuşmasında, döviz kurundan enflasyona geçişkenliğin yüzde 20’nin üzerine çıktığını vurguladı.
Buna rağmen PPK metninden “gerekmesi durumunda ek nakdî sıkılaşma yapılacaktır” ve “sıkı para siyaseti duruşu kararlılıkla uzun bir süre sürdürülecektir” sözlerinin çıkarılmasına analistlerden gelen reaksiyonlara şaşırdığını söylemesi bile şaşırtan. Lider Kavcıoğlu, bankanın irtibatının ana omurgası olan PPK toplantı özetinin sıradan bir açıklama olduğunu mu sanıyor?
Ancak, “sıkı duruşu koruduğumuzu daha fazla öne çıkarırsanız mutlu olurum” diyerek de diğer bir boyuta taşıyor. Metinden bu vurguyu çıkarıp, sonra da “siz o denli yazın” demek kıymet biçilmez!
Madem Kavcıoğlu kelam verip soru sorma fırsatı vermedi; burada diğer soruları da ek edeyim.
Siyasetçi demişken, partinizle üyelik bağınız devam ediyor mu? Etmiyorsa hangi tarihte ayrılma dilekçenizi yolladınız?
Teknik sorulara teknik cevap vermeyi düşünüyor musunuz?
Mesela, Merkez Bankası’nın 32 yıllık bir döviz müdahale, döviz alım-satım, tecrübesi varken, neden ve hangi muhtaçlıktan bankanın dövizleri bir protokolle Hazine’ye oradan da kamu da olsa ticari bir bankaya aktarılarak, merkez bankacılığı tecrübesi olmayan, döviz müdahale tecrübesi olmayan bu kurumlarca satılma gereği ortaya çıkmıştır? Hangi gereksinimden?”
Yazının devamı için
