Brand Finance, 2022 yılına ait “Türkiye’nin En Kıymetli Markaları-Turkey 100” çalışmasını tamamladı.
Listede birinci sırayı 1 milyar 604 milyon dolarlık marka bedeliyle 2019, 2020 ve 2021 yıllarında olduğu üzere THY aldı. Bu şirketi 1 milyar 452 milyon dolarla Arçelik izledi.
Üçüncülüğü 819 milyon dolarlık marka kıymetiyle geçen yıla kıyasla 7 sıra yükselen Ford Otosan aldı. Vestel de geçen yıla nazaran 7 sıra yükselerek 720 milyon dolarlık bedeliyle 4’üncü sırayı elde ederken Turkcell 705 milyon dolarla 5’inci sıradaki yerini korudu. Geçen yılki listede yer almayan LC Waikiki ise 668 milyon dolarlık bedeliyle 6’ncı sıraya yükseldi.
Marka pahası 532 milyon dolar olarak belirlenen Garanti BBVA 7’nci, 524 milyon dolarla BİM 8’inci, 507 milyon dolarla İş Bankası 9’uncu, 500 milyon dolarla Türk Telekom 10’uncu sıraya yerleşti.
En bedelli 100 marka ortasına 9 yeni marka girdi
Listeye bu yıl çeşitli iş kollarından 9 yeni marka dahil oldu. Bu markalar LC Waikiki, Petrol Ofisi, İGA, Yayla, Kervan, Türkiye Sigorta, Sabiha Gökçen, Etkin Bank, Ege Seramik olarak sıralandı.
İlk 100’de yer alan markaların kıymetlerinde en yüksek artış yüzde 67,2 ile Medikal Park, yüzde 48,1 ile Odeabank’ta gerçekleşti.
Söz konusu periyotta marka pahasında en yüksek düşüş ise yüzde 69,5 ile Do&Co’da oldu. Bu markayı yüzde 67,2 ile Tat, yüzde 65,8, Anadolu Isuzu izledi.
“Markalaşma bir memleket sorunu olarak ele alınmalı”
Brand Finance Türkiye Yöneticisi Sayın İlgüner, Türkiye’nin en kıymetli 100 markasına ait değerlendirmede bulundu.
İlgüner, 2021 yılı dataları temel alınarak gerçekleştirilen çalışmaya nazaran 2021 yılının salgın ve global ekonomik daralmanın da tesiriyle markalar için düzgün bir yıl olmadığını, en bedelli 100 markanın toplam pahasının bir evvelki yıla kıyasla (21,4 milyar dolar) yüzde 25 azalarak 16 milyar dolara düştüğünü söyledi.
Uzun bir ortadan sonra birinci defa birinci 5 marka ortasında bankaların yer almadığına dikkati çeken İlgüner, Türkiye’nin, sahip olduğu potansiyel ve barındırdığı varlıklar nedeniyle bedel üretme kabiliyeti yüksek bir ülke olduğunu ve ürettiği eser ve hizmetler kadar sahip olduğu coğrafik değerlerin ülkeye büyük fırsatlar sunduğunu bildirdi.
İlgüner, Türkiye’nin kıymet yaratma fırsatlarını harekete geçirebildiği oranda doğal ve sınai eserlerini, coğrafyasını kıymetlendireceğini, refah seviyesini artıracağını belirterek, “Bunun için markalaşma bir memleket sıkıntısı olarak ele alınmalı, buna uygun strateji ve siyasetler geliştirilmeli, bedelli marka üretim tutkusu hem özel kesimde hem de kamuda yaygınlaşmalı.” dedi.
