Stellantis, ileri teknoloji araçlar geliştirme çalışmaları kapsamında yatırımlarına devam ediyor. Uzun vadeli sınıfının en düzgün elektrikli araç (EV) performansına ulaşma stratejisini desteklemek için müşterilerine inançlı ve sağlam teknoloji sağlan Stellantis, en yüksek seviyede otonom sürüş teknolojisine ulaşmak için iki global test merkezine toplam 33 milyon euro yatırım yaptığını açıkladı.
Açıklamaya nazaran, Ar-Ge yatırımları dışında güvenlik ve aerodinamik merkezlerine yapılan yeni yatırımlar, Stellantis’in elektrikliye geçiş ve dijital devrimdeki büyümesini destekliyor ve sürdürülebilir bir ulaşım teknolojisi şirketine geçişini hızlandırıyor. Bu yatırım kapsamında İtalya Torino’daki güvenlik merkezine, elektrikli ve otonom araç geliştirme ve sertifikalandırma için bilgisayar takviyeli kamera pozisyonlandırma sistemine sahip test parkurları ekleniyor. Michigan, Auburn Hills’deki rüzgar tüneline, hassas aerodinamik ölçümler için hareketli taban teknolojisi inşa ediliyor.
‘Dare Forward 2030’ stratejik plan gayelerine yaklaştırıyor
Söz konusu yatırımlar, öteki Ar-Ge yatırımlarının yanı sıra Stellantis’in ulaşımın geleceğini tasarlamaya yönelik global kapasitesini güçlendiriyor, sürdürülebilir bir ulaşım teknolojisi şirketine dönüşümünü hızlandırıyor ve şirketi, ‘Dare Forward 2030 (2030’a Cesaretle)’ stratejik plan maksatlarına yaklaştırıyor.
Bu plana nazaran şirket, 2030 yılına kadar karbon emisyonlarında yüzde 50 azalma ve 2038 yılına kadar karbon net sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyor.
Yapılan büyük yatırım ile hayata geçen tesislerin başında İtalya Torino yakınlarındaki Orbassano Güvenlik Merkezi geliyor. Bu merkez; yapılan yatırımlarla dijital mühendislik süreçleriyle büsbütün entegre olup batarya elektrikli araçların (BEV’ler) ve binek arabalar, kamyonlar ve hafif ticari araçlar için otonom sürüş teknolojilerinin kapsamlı testlerini yapmak üzere 4 çarpışma noktası ve teknik yeterliliğe sahip 4 test parkuru ile kıymetli oranda geliştirildi.
Michigan rüzgar tüneli ise hareketli taban teknolojisinin eklenmesiyle daha da gelişti. Bu teknoloji, yolda seyahati simüle ediyor ve daha gerçekçi aerodinamik ölçümler sağlıyor. Rüzgar direncini azaltmak BEV’lerin sürüş menziline katkı sağlıyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Stellantis Baş Mühendisi Harald Wester, dünya çapındaki üst seviye teknoloji merkezlerinin, gelecekte Stellantis araçlarını yetenek, performans ve güvenlikte sanayi önderi yapacak tahlilleri bugün sağladığını belirterek, “Mühendislerimiz yetenek, çeşitlilik ve global erişimden güç alıyor. Harikalık arayışı ile teknolojik dönüşümümüzün özünü harekete geçirmek için başka global fonksiyonlarla ağır bir biçimde çalışıyoruz. Harikalık arayışı bize zorlukları kapsamlı bir formda gösteriyor. Yenilik ve uygunlaştırma yarışında bizi ön sıraya koyacak eksiksiz bir ulaşım tahlilleri içeriğini düşünmemizi ve iyileştirmemizi sağlıyor.” tabirlerini kullandı.
