Uzay madenciliği hakkında açıklamalarda bulunan Gök Bilimleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Orhan Gölbaşı, NASA’nın sahiden bir küçük gezegeni keşfettiğini belirterek “Bu küçük gezegen nikel, platin üzere büsbütün metalden oluşuyor.
Dünyayı düşünürsek demir bile çoklukla topraktan çıkartılırken randıman aranır. Ne kadar verimli olduğuna bakılır. Bunun tamamı metal. Bu küçük gezegenin pahası, dünya iktisadının 70 bin katı. Dünya iktisadı şu anda 142 trilyon dolar onun da 70 katıyla çok bedelli bir küçük gezegen oluyor. Ancak bu yaklaşık 330 milyon kilometre ötede, bizim buraya gitmemiz 6-7 yıl sürebilir” dedi.
2000’li yılların başlarından itibaren uzay madenciliğinin değerli uzay ajanslarının gündemine alındığını belirten Prof. Dr. Orhan Gölbaşı, “Her vakit basında izliyorsunuz dünyamızda bulunan yer gezegenindeki metaller azalıyor. Petrol, değerli metaller azalıyor. Bunların yüz yıl içinde bir kısmının tükeneceğini biliyoruz. Bu nedenle sanki ayda, Mars’ta, uzayda rastgele bir gezegende ya da küçük gezegende uzay madenciliği yaparak bu eksiği kapatabiliriz niyeti var” dedi.
Gölbaşı, bu durumun uzun bir süreç olduğunu, bir uzay aracına gidip oradan husus getirmenin gidip gelme ile 6-7 yıl sürdüğünü ve bu seyahat sonunda da gelen hususun en fazla 50 kilogram olduğunu vurguladı.
“ÇALIŞMALAR EMEKLEME DÖNEMİNDE”
Gölbaşı, “Türkiye’de uzay çalışmaları şimdi yapılmıyor. Her ne kadar uzay ajansımız varsa da şimdi emekleme devrinde. Esasen kurulalı 2 yıl oldu. Uzay ajansı 13 Aralık 2018’de kuruldu. Çok düzgün bilim insanları var. Bir tanesi dünya çapında bir bilim insanı, Yurdanur Tulunay. Birçok proje yapılıyor. Fakat bunlar dediğim üzere emekleme devrinde. Kolay olmuyor bu tıp işler.
Siz uzay ajansını kurduktan sonra öbür uzay ajanslarıyla iş birliği programları yapmanız gerekiyor. Şu anda bizimkinin durumu da bu. Bir proje çerçevesinde bir öteki uzay ajanslarıyla ortak çalışma yapma projesi var” dedi.
“ÜÇÜNCÜ LİGDEYİZ”
Türkiye’de ROKETSAN, ASELSAN üzere çok kıymetli kurumlarımız olduğunu belirten Orhan Gölbaşı, “Uzay ajansının içinde çalışıyorlar. 80 kadar ülkede uzay ajansı var lakin bunlardan 13’ü çok kıymetli misyonlar yapıyor.
3’ü de beşerli uçuş yapıyor. Beşerli uçuş yapanlar ortasında değiliz. Çin, Rusya ve NASA beşerli uçuş yapıyor. Başka 10’u da uzaya uzay araçları gönderiyor. Şimdi uzay aracı gönderecek durumda değiliz. Biz uydu yapıyoruz lakin uyduları da yörüngeye kendimiz yerleştiremiyoruz. Yani biz üçüncü ligdeyiz” diye konuştu.
Gölbaşı, “Şu anda teknolojik olarak Türkiye’nin uzay madenciliği yapması mümkün değildir. Bizim şimdi aya gidebilecek bir durumumuz bile yok. Dünyada da bu şu anda araştırma seviyesinde yapılıyor. Harcadığımızdan fazla geliri ne vakit elde edebiliriz bunu vakit gösterecek” açıklamalarında bulundu.
“VERİM İÇİN GEZEGENDE İSTASYON KURULMALI”
Gölbaşı, kelamlarını şöyle tamamladı: “Bahsedilen küçük gezegen, yaklaşık 220 kilometre çapında bir gezegendir. Bunun kıymeti de dünya iktisadının 70 katı. Yani biz bunu dünyaya getirip işlesek yaklaşık 8 milyar kişinin her birinin 1,3 milyar doları olacak diye bir hesap yapılıyor. Uzay çalışmaları şu anda çok kârlıdır.
Örneğin, NASA harcadığı paranın yaklaşık 20 katı kadar uzay çalışmalarından gelir elde ediyor. Uzay çalışmaları kayıp bir para değil. Biliyorsunuz Mars’a yedi ayda gidildi. Oradan tahminen birkaç kilo bir şey toplanacak bunu getirmek için de bir uzay aracı birkaç sene sonra gönderilecek. Bunlar ucuz şeyler değil. Marsa bir gidiş milyar dolar. Geliş de milyar dolar. Getirilecek modül da 20-30 kilo olacak. Fakat ilerde bu bahsedilen değerli maden bulunan bir küçük gezegende bir istasyon kurulması mümkün olursa oradan bu kesimlerin getirilmesi mümkün olursa o vakit daha verimli bir bahis olarak karşımıza çıkacak.”
