SON DAKİKA HABERİ: Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’de sona erdi.
Milyonların beklediği 3600 ek göstergeye ait, “Ek gösterge artışıyla çalışan ve emeklisiyle tüm kamu görevlilerine verdiğimiz kelamı tutuyoruz. Kamu çalışanları lehine bir fedakarlıkta bulunarak, tüm memurlarımızın ek göstergelerinde 600 puanlık bir yükseltmeye gitmeyi kararlaştırdık. Yardımcı hizmetler sınıfındakiler dahil, ülkemizdeki 5,3 milyon kamu görevlimizin tamamı, önümüzdeki yılbaşından itibaren bu düzenlemeden yararlanacaktır.” açıklamasında bulundu.
Lider Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
“Türkiye artık siyasi ve güvenlik önceliklerini şahsen kendisi tayin eden bağımsız bir ülkedir. Daha düne kadar bize ‘yapamazsınız’ dedikleri ne varsa hepsini yaptık yapmayı da sürdürüyoruz. Biz ne yaptığımızı niye yaptığımızı biliyoruz. Milletimiz gönlünü ferah tutsun. Parlak bir gelecek bizleri bekliyor.
“PARLAK BİR GELECEK BİZİ BEKLİYOR”
Milletim gönlünü ferah tutsun, çektiğimiz her derde değecek parlak bir gelecek bizi bekliyor.
Artık devletin bütün kurumları yazışmalarında ‘Turkey’ değil ‘Türkiye’ ismini kullanacak. Bundan sonra ülkemizin tüm milletlerarası muhatapları, kendi kurum ve kuruluşlarımız, vatandaşlarımız göğüslerini gererek devletlerinin ismini Türkiye olarak tabir edebilecektir.
Birileri etraf ismine sokakları yakıp yıkarken biz evlatlarımıza daha yeşil etraf bırakacak projelere imza attık. Varsın birileri palavrayla kendi ülkesinin hayallerini baltalasın. Biz 2053 vizyonumuzu hayata geçirmek için çalışıyoruz.”
ENFLASYON İLETİSİ
Enflasyon sorun mudur? Evet problemdir. Lakin Türkiye’nin meselelerinin asıl sebebi tek başına bu başlık mıdır? Mutlaka değildir. Enflasyon değil, fiili bir hayat pahalılığı sorunu vardır.
Vatandaşlarımızın tasarruf konusunda sorunu yok. Borç tarafından da çok yeterli durumdayız.
Türkiye iktisadını aşikâr çizginin üzerine çıkartmayarak yüksek faizle yıllarımız heba edilmiştir. Bu kısır döngünün birinci adımı enflasyonun tarifi ile başlıyor. Batının iktisat mecralarına göbek bağıyla tabi olanlara nazaran enflasyon insanların ve kamunun çok tüketiminden kaynaklanıyor.
Tüketimi azaltıp, fiyatları düşürmek olarak düşünülüyor. Burada kazanan kim? Tuzu kuru bir kesim. Dışarıdan gelen sıcak para sahibi onlar. Ucuzlaya döviz sebebiyle ülkeyi yabancı tüketim eserlerin pazarı haline getiren ithalatçıları unutmamak lazım. Pekala kaybeden kim? İşsiz ve aşsız kalan, umutları törpülenen milyonlar.
Ülkemizin asıl muhtaçlığı olan yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme asıllı Türkiye iktisat programımızı uygulamaya başladık.
3600 EK GÖSTERGE
Meclisimizin takdirine sunacak düzeye getirdik. Ek gösterge artışıyla çalışan ve emeklisiyle tüm kamu görevlilerine verdiğimiz kelamı tutuyoruz. Kamu çalışanları lehine bir fedakarlıkta bulunarak, tüm memurlarımızın ek göstergelerinde 600 puanlık bir yükseltmeye gitmeyi kararlaştırdık.
Yardımcı hizmetler sınıfındakiler dahil, ülkemizdeki 5,3 milyon kamu görevlimizin tamamı, önümüzdeki yılbaşından itibaren bu düzenlemeden yararlanacaktır.
Genel müdür yardımcılarının ek göstergeleri 3 bin 600’den 4 bin 400’e, şube müdürü, ilçe müdürü düzeyindeki yöneticilerin 2 bin 200’den 3 bine çıkacak.
Bir yandan fiyat artışlarını durduracak, başka yandan her kesitinin gelir kaybını telafi edecek programımızı uygulamayı sürdürüyoruz. Binaların yalıtım çalışmalarında kullanılmak üzere, daire başına 50 bin liraya kadar, 60 ay vadeli ve 0,99 faiz oranıyla kredi imkanı getiriyoruz.
Ekonomik olarak dezavantajlı lakin mevcut programlardan yararlanamayan kesitlere yönelik 15 milyar liralık yeni bir paketi devreye alıyoruz.”
