Üniversite giriş imtihanı için geri sayım devam ediyor. İmtihan vakti yaklaştıkça öğrencilerin derdi da artıyor. DoktorTakvimi uzmanlarından Uzm. Psk. Sümeyra Akdeniz Taçyıldız, imtihan derdine neden olan durumları ve bu dertle başa çıkmanın yollarını anlatıyor.
Sınav, küçük yaşlardan beri hayatımızda… İlkokuldan başlayıp bütün okul hayatımız boyunca imtihandan imtihana koşuyoruz. Lakin ilköğretimden ortaöğretime, orta öğretimden lise hayatına ve son olarak liseden üniversite hayatına geçişlerde girdiğimiz imtihanlar daha da büyük değer taşıyor. Üniversite hayatından sonra da yeterli bir işe yerleşmek, hayatını daha uygun idame ettirmek isteyen gençler için liseden üniversiteye geçiş imtihanı hasebiyle daha çok dert duyuyor. Üniversite eğitimine atfedilen kıymetin, ileride istenilen bir mesleğin yapabilecek olmak, güzel bir meslek sahibi olmak, yeterli bir geleceğe sahip olmak üzere fikirlerle tasa düzeyinin artmasında tesirli bir rol oynadığını belirten DoktorTakvimi uzmanlarından Uzm. Psk. Sümeyra Akdeniz Taçyıldız, “Düşünceler hislerin oluşmasında kıymetli rol oynar. Bu bilgiden yola çıkarak imtihana dair olan fikirler hissedeceğimiz duyguyu belirler. İmtihanın, imtihana girecek kişi için olan manası, imtihanla ilgili “ya… ya…” ile başlayan ve biten olumsuz niyetler kişinin yaşayacağı korku düzeyinin artmasına yol açabilir. İmtihan hakkında ya da daha sonrası için olması mümkün olan olumlu fikirler üretebilmek korkuyu yatıştıran en değerli etkendir” diyor.
Çok çalışmak değil verimli çalışmak önemli
Sınava hazırlanırken ve imtihan öncesindeki süreçte kişinin kendisini diğerleriyle kıyaslamasının, kendisi hakkındaki olumlu kanılarına ziyan vereceğini ve dert yaratacağını hatırlatan Uzm. Psk. Taçyıldız, şöyle devam ediyor: “Bu süreçte kişinin kendini kendi süreciyle kıyaslaması en hakikat olanıdır. Kişi kendisine ‘Hangi noktadan hangi noktaya geldim? Maksadım ne? Bu amaca ne kadar yaklaştım? Bu amaca yaklaşmak için nasıl bir çalışma planı izlemeliyim? Güçlü olduğu taraflarım ve eksik olduğu hususlar neler?’ üzere sorular sormalı.” Hazırlık sürecinde sadece imtihana odaklanmak, uzun saatler çalışmak bireylerin korkusunun artmasına neden olabiliyor. Çalışan saatten fazla kişinin verimli çalışmasının ehemmiyetine dikkat çeken Uzm. Psk. Taçyıldız, öğrencinin nasıl çalıştığında verimli olduğunu keşfedip kendine mahsus bir çalışma biçimi oluşturmasını öneriyor. Uzm. Psk. Taçyıldız, öğrencinin imtihana hazırlanmanın yanı sıra gündelik ömründe yapmaktan zevk aldığı spor yapmak, kitap okumak, yürüyüş müzik dinlemek, dans etmek, aileleriyle ve arkadaşlarıyla vakit geçirmek üzere aktivitelere de vakit ayırması gerektiğinin altını çiziyor.
Sınav sırasında yapılacak nefes idmanları tasayı azaltabilir
DoktorTakvimi uzmanlarından Uzm. Psk. Sümeyra Akdeniz Taçyıldız, imtihana ve şahısların kendilerine dair fikirleri, diğerleriyle kendini kıyaslamamanın ve imtihanı hayatın merkezi yapmak yerine hayatın içinde dahil etmenin, gevşeme germe ve nefes antrenmanları yapmanın korku ile başa çıkmak için değerli rol oynadığını belirtiyor. Uzm. Psk. Taçyıldız, kelamlarını şöyle sürdürüyor: “Kaygı hissedildiği anda bedende kalp atışının hızlanması, nefes alışverişin sıklaşması, el ve ayak terlemeleri, göğüs ağrıları, mide krampları üzere birtakım fizyolojik belirtiler de hissedilmeye başlanabilir. Bu belirtileri azaltarak dert düzeyi de azaltılabilir. Gevşeme germe antrenmanları, nefes antrenmanları bu belirtileri azaltmada aktif rol oynarlar. Bilhassa imtihan anında yanlışsız nefes antrenmanı yaparak ve daha sonra o anki fikirleri alternatif olumlu kanılarla değiştirerek dert düzeyi azaltılabilir. Unutulmamalıdır ki imtihanlar, bireyleri yeni başlangıçlara götüren, şahısların yeni bilgiler edinmesine ve kendi bilgilerini sınamalarına yardımcı olan araçlardır, hayatlarının sonu değildirler. Ömür var olduğu sürece her durumun telafisi mümkündür.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
