Eroğlu, AA muhabirinin plastik dalında yaşanan ham husus krizine ait sorularını yanıtladı.
Çin’de 2021 yılında devreye yeni girecek polipropilen tesisleriyle mevcut kapasiteye yüzde 15 daha üretim kapasitesi ekleneceğini vurgulayan Eroğlu, “Bu durumdan artan hammadde arzıyla birlikte fiyatlar aşağıya inecek. 2021 altıncı ayına kadar devreye girmesi beklenen yeni petrokimya tesisleriyle birçok ana plastik hammaddesinde arz fazlası oluşması ön görülüyor. Dünyanın en büyük iki hammadde ithalatçısı olan Çin ve Türkiye’nin birlikte hareket edip, alım gücünü kullanması halinde hammadde fiyatlarının, geçmiş yıllarda yaşanan bu cins spekülatif fiyat balonlarının söndüğü üzere artık de 1-2 ayda yüzde 100’lük düşüş yaşayabileceği beklentisi var.” sözlerini kullandı.
Spekülatif fiyatları kırmak için alım gücü eş güdümlü kullanılmalı
Eroğlu, fiyatlar daha da uçacak spekülasyonu ile yeni hammadde alınmaması gerektiğini kaydederek şunları söyledi:
“PAGEV olarak nasıl Avrupa’daki Plastik Mamul Üreticileri Birliği (EUPC) ile iş birliği yapıyorsak, Çin’deki meslek odaları ve üreticilerle de görüşüyoruz. Çinli meslektaşlarımız, hammaddedeki astronomik fiyatlara direneceklerini tabir ediyorlar. Hasebiyle bizim de Türkiye’deki üreticiler olarak stoklarımızı asgarî seviyede tutmamız gerekiyor. Dünyanın toplam hammadde ithalatının yarısı Çin ve Türkiye’ye ilişkin. Bir öbür değişle bu iki ülke birlik olunca piyasalara tesir edecek güce sahipler. Çin, dünyadaki en büyük plastik mamul üreticisi. Türkiye ise altıncı en büyük üretici. Ülkemiz, Avrupa’da ise Almanya’dan sonra ikinci en büyük üretici. Hasebiyle Çin ve Türkiye muhtaçlık duyulan plastik hammaddeleri yurt içindeki petrokimya tesislerinden almanın yanında önemli oranda ithalatta yapıyorlar.”
“Hedefimiz daima birlikte petrokimya kartellerinin altı boş, spekülatif fiyatlarını kırmak için alım gücümüzü eşgüdümlü kullanmaktır.” diyen Eroğlu şöyle devam etti:
“Çinli plastik mamul üreticileri, geçmiş yıllarda da kendi içlerinde birlik halinde hareket edip, bu tıp yapay fiyat artışlarına muvaffakiyetle direnmişti. Artık iki büyük plastik hammadde kullanıcısı olarak güç birliği içinde bu oyunu bozacak, alım gücünü organize edeceğiz. Çin’de plastik üreticileri hammadde fiyatlarını arttırmak isteyen petrokimya şirketlerine direneceklerini, stokları kritik düzeye gelene kadar hammadde almayacaklarını, mümkün olan eserlerde ise geri dönüşümden elde edilen hammaddeler kullanacaklarını, hatta bu mevzuda enflasyonla gayret etmek isteyen merkezi yönetim ile de koordineli olarak çaba edeceklerini bize bildirdiler.
Hakikaten memleketler arası kuruluşlardan da teyit ettiğimiz Çin’deki yeni petrokimya tesislerinin, 2021 yılı 6. ay itibariyle devreye girişiyle Çin’in polipropilen hammaddesi ithalatının yüzde 57 düşeceğini biliyoruz. Çinli meslektaşlarımız, dünyadaki en büyük ikinci hammadde ithalatçısı olan Türk plastik endüstriden birlikte hareket etme tarafında talepte bulundular.”
Hammadde de yerli üretim değerli
Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Lideri Ömer Karadeniz ise hammadde de yerli üretimin gerekliliğini bir sefer daha anladıklarını hatırlatarak, “Yurtiçi üretiminizin yetersiz olması arz güvenliğinizi dış etkenlere açık hale getirmek manasına geliyor. Navlun fiyatlarının düşük seyrettiği periyotlarda bu sorunun neden çözülmesi gerektiği çok güzel anlaşılamıyordu lakin mevcut durumda birçok pazarda rekabet halinde olduğumuz uzak doğu ülkelerinde yerleşik üreticiler hammaddeye fiziki yakınlıkları sebebiyle ton başına 300-400 dolar daha düşük bir maliyetle çalışmaktalar. Bu koşullar ülkemiz endüstrisinin rekabet gücünü çok olumsuz tarafta etkilemekte ve pazar kayıplarına sebep olmaktadır. Bu kapsamda orta ve uzun vadeli stratejilerle çalışmaları başlatılmış olan petrokimya tesislerinin süratle tamamlanması ve bunlara yenilerinin eklenmesi öncelenmelidir.” dedi.
Karadeniz kelamlarını şöyle tamamladı:
“Kontratlı hammadde alımının yaygınlaşması gerektiğini aktaran Karadeniz, “Plastik sanayisinde işletmelerin kâfi büyüklüğe sahip olmaması hammadde tedarikinde kontratlı alım yerine spot piyasadan alımın daha yaygın olmasına sebep oluyor. Arz şoku devirlerinde hammadde üreticileri kontratlı alıcılarını önceledikleri için spot piyasaya giren hammadde ölçüsü çok daha kısıtlı oluyor ve fiyatlar kontratlı alımların hayli üzerinde seyrediyor. Bu kapsamda işletmelerimizin hem sermaye hem insan kaynağı yapısını kuvvetlendirecek adımlar atılmalı ve kontratlı alımın ehemmiyeti uygun bir halde aktarılmalı.”
