Metro Türkiye’nin gastronomi platformu Gastronometro, Slow Food Aşçılar Dayanışması Türkiye ile iş birliği gerçekleştirdi. Bu kapsamda Gastronometro, Slow Food Aşçılar Dayanışması Türkiye lansmanına ev sahipliği yapmasının yanı sıra, yıl boyunca şeflerin yapacağı aktiflik ve çalışmalara mesken sahipliği yapacak.
30 yılı aşkın müddettir Türk mutfağını ve bedellerini müdafaa ve gelecek jenerasyonlara aktarma emeliyle çalışmalarına devam eden Metro Türkiye’nin, kendi çatısı altında bulunan, Ar-Ge, eğitim ve kesimin buluşma merkezi olan Gastronometro, Slow Food Aşçı Dayanışması’nın Türkiye lansmanına ve yıl boyunca şeflerin yapacağı etkinliklere mesken sahipliği yaparak değerli bir iş birliğine imza attı.
Slow Food’dan Türkiye’nin gastronomi mirasına katkı
Anadolu; Kafkasya, Ortadoğu, Balkanlar ve Akdeniz ortasındaki kavşakta yer alması nedeniyle, biyoçeşitliliği, ırkları ve işlenmiş besin eserleri bakımından dünyanın en güçlü besin miraslarından birine konut sahipliği yapıyor. Lakin bu gastronomi mirası yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. İşte bu yüzden Slow Food, Anadolu ve Trakya mutfağının zımnî mücevherlerini tanıtmaya ve muhafazaya kendini adamış bir küme aşçıyı bir ortaya getirerek, biyolojik çeşitliliğin son koruyucuları olan küçük ölçekli esnaf çiftçiler ve lokal üreticilerle somut köprüler kuruyor.
Sinem Türüng: “Slow Food Aşçı Dayanışması ile kıymetlerimiz örtüşüyor”
Metro Türkiye CEO’su Sinem Türüng, gerçekleştirilen iş birliğine yönelik olarak şunları söyledi: “Aşçıları uygun, adil ve çevreci bir sürdürülebilir gastronomi çerçevesinde birleştirmeyi ve buna uygun programlar yürütmeyi hedefleyen Slow Food Aşçı Dayanışması’nı yereli desteklemesi, sürdürülebilirliği güçlendirmesi ve besin sürdürülebilirliğinin en değerli aktörleri ortasında yer alan şefleri sürece dahil etmesi bakımından çok pahalı buluyor ve onları Gastronometro’da ağırlamaktan memnunluk duyuyoruz. Metro Türkiye olarak biz de 30 yılı aşkın bir müddettir gerçekleştirdiğimiz tüm faaliyetlerin merkezine sürdürülebilirliği alıyor ve bu mevzuda öncü çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Çalışmalarımızın değerli bir modülünü da mahallî ve Coğrafik İşaretli eserler üzere kıymetlerimizi korumak ve geleceğe taşımak oluşturuyor. Mahallî bedelleri muhafazadan Türk mutfağını sürdürülebilir bir biçimde yarınlara taşımanın mümkün olmadığını biliyor ve uzun yıllardır bu tarafta çalışmalar yapıyoruz. Bizimle tıpkı pahaları benimseyen Slow Food Aşçı Dayanışması’nın faaliyetleri çerçevesinde şeflerimizin yıl boyunca çok hoş çalışmalar imza atacaklarına ve genç şeflere de ilham vereceklerine inanıyoruz.”
Türkiye’deki Slow Food Aşçılar Dayanışması, yemek yahut menülere verilen bir ödül manasına gelmiyor. Anadolu gastronomisinde çiftçilerin oynadığı kilit rolün şuurunda olan şeflerin ve bunu mümkün kılan materyallerin korunmasını sağlayan bir dayanışma olarak tanımlanıyor. Slow Food şimdiden zerzevat çeşitleri, hayvan ırkları ve işlenmiş besin eserleri üzere yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan 80’den fazla besin eserinin klâsik prosedürlerle işlenerek Nuh’un Ambarı’na kataloglanmasını gerçekleştirdi. Slow Food Aşçı Dayanışması aracılığıyla şefler artık bu eserlerin sürdürülebilir bir gelecek sağlaması için mahallî ve ihmal edilmiş besin bileşenlerini ve onların devamlılığını sağlayan toplulukları kullanmayı taahhüt ediyor. Türkiye’nin dört bir yanından yeme içme bölümünden 30 şef de dayanışma davetine iştiraklerini bildirdi.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
