DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Siyasetleri Lideri Mustafa Yeneroğlu, “Toplumsal Güvenlik Kurumu’nun OHAL KHK’ları İle Gerçekleşen İşten Çıkışlar İçin Başka Kodlar Öngördüğü Genelgesi “hakkında, “OHAL KHK’ları ile işten çıkışlarda farklı kodlar uygulanması OHAL’i kalıcılaştırmakta ve binlerce vatandaşımızı toplumsal vefata itmektedir fikrini lisana getirdi.
“Bu kod sebebiyle bireyler özel bölümde de iş bulamamakta ve ayrımcılığa maruz kalmakta”
Yeneroğlu, “Sosyal Güvenlik Kurumu’nun birinci sefer 1/9/2016 tarihli ve 2016/20 sayılı Genelge ile düzenlediği ve 24/4/2019 tarihli ve 2019/9 sayılı Genelge ile son halini verdiği sisteme nazaran; OHAL KHK’sı ile işyeri kapatılan ya da kamu misyonundan çıkarılan şahısların işten çıkarılma nedenleri ile ilgili kısma sırasıyla 36 ve 37 kodları işlenmektedir. İş müracaatları sırasında işten çıkış nedenini gösteren bu kodların patron tarafından görülmesi nedeniyle bu şahıslar özel bölümde de iş bulamamakta ve ayrımcılığa maruz kalmaktadır.” değerlendirmesini yaptı.
Yeneroğlu şu sözleri kullandı:
“Bu şahıslara, özel kesimde de iş verilmemesi istikametinde bir baskı ve teşvik sistemi oluşturulması hukuken ve vicdanen kabul edilemez”
“Sosyal Güvenlik Kurumu’nun farklı işten çıkış kodları öngören bu genelgesiyle devlet tarafından damgalı bir vatandaş kategorisini hayata geçirmiştir. Birçok vilayette özel kesim patronlarına belediye zabıtası ve vergi kontrolü üzere araçlarla baskı yapıldığı hepimizin malumudur. Özel kesimin bu bireylere iş vermemesi tarafında bir baskı ve teşvik sistemi oluşturulması hukuken ve vicdanen kabul edilemez.”
“Bu durum Anayasa’da düzenlenmiş olan kanun önünde eşitlik prensibine aykırı”
“Haklarında rastgele bir katılaşmış mahkûmiyet kararı olmasa dahi bu vatandaşlarımız oluşturulan siyasi konjonktür nedeniyle istisnalar ve şahsî ilişkiler dışında özel bölümde iş bulamamaktadırlar. Bireyler hakkındaki FETÖ ile irtibatlı ve iltisaklı oldukları tarafındaki varsayımların bir genelge ile ayrımcılık sebebine dönüştürülmesi Anayasa’da düzenlenmiş olan kanun önünde eşitlik prensibine karşıttır. SGK kodlarının toplumsal sigorta sistemindeki standart sonuçlardan öteki sonuçlar doğurması ayrımcılık yasağını ihlal eder. Anayasa’nın çalışma hakkı başlıklı 49. unsurunda, devletin çalışma hakkı ile ilgili yükümlülükleri ortaya koyulmaktadır. Buna nazaran devlet, yeni mahzurlar getirmekle değil, ‘çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek için gerekli önlemleri almakla’ vazifelidir. Bir temel hak ve hürriyet olan çalışma hakkı, bir genelgeyle düzenlenen özel SGK kodları nedeniyle uygulamada birçok insan açısından kullanılamaz hale geldiği için temel hak ve özgürlüklerin lakin kanunla sınırlanabileceğine dair Anayasa’nın 13. hususuna de terstir.”
“Devlet, bireyler ortası alakalar alanında olsa da özel hayata hürmet hakkının garantilerini sağlamaya yönelik önlemleri almakla, münasebetiyle mesleksel hayatın sürdürülmesini korumakla yükümlü”
“Anayasa’nın 20. unsurunda düzenlenen özel hayata hürmet hakkı da devletin bu mevzudaki yükümlülüklerini ortaya koymaktadır. AİHM ve AYM içtihatları ile ortaya koyulduğu üzere, şahısların mesleksel hayatları özel hayatları ile sıkı bir bağ içerisindedir. Devlet, bireyler ortası alakalar alanında olsa da özel hayata hürmet hakkının teminatlarını sağlamaya yönelik önlemleri almakla, hasebiyle mesleksel hayatın sürdürülmesini korumakla yükümlüdür. KHK ile kamu misyonundan çıkarılan ya da işyeri kapatılanlara yönelik bu ölçüsüz düzenleme, toplumsal ve ruhsal tesirleri bir tarafa, bireylerin hayatlarını devam ettirebilme imkânlarını da ellerinden almakta ve özel hayata hürmet haklarını ihlal etmektedir.”
“İktidar, OHAL KHK’ları ile ortaya çıkan çok önemli insan hakları meselelerine karşı kör, sağır ve dilsiz kalmayı ve çözümsüzlüğü sürdürmeyi tercih etmekte”
“İktidar, OHAL KHK’ları ile ortaya çıkan çok önemli insan hakları meselelerine karşı kör, sağır ve dilsiz kalmayı ve çözümsüzlüğü sürdürmeyi tercih etmektedir. Halbuki bırakın KHK meselesine tahlil bulmayı, üstüne bir de vatandaşların özel bölümde çalışmalarının da önüne mahzurlar koyulmasıyla ülkemizin hukuk ve insan hakları yarası derinleşmektedir. Ötekileştirme kültürü yerleşik bir hal almakta, toplumsal barış her geçen gün daha da zedelenmektedir.”
“DEVA Partisi olarak, insan haklarının korunması için çalışacak ve bunların önündeki tüm manileri kaldıracağız”
“DEVA Partisi olarak, hukuka muhalif bu ayrımcılık sisteminin sürdürülmesine karşıyız. Hukukun üstünlüğüne olan inancımızın ve bağlılığımızın gereği olarak, anayasa ve üniversal unsurlar ışığında insan haklarının korunması için çalışacak ve bunların önündeki tüm mahzurları kaldıracağız.”
