ABD Lideri Joe Biden NATO ve G7 toplantıları kapsamında çıktığı memleketler arası seyahatte bu ay sonunda Suudi Arabistan’ı ziyaret etmeyi planlıyor.
Daha evvel Suudi Arabistan’ı ziyaret etmeye uzaklıklı yaklaşan Biden idaresinin ABD’de akaryakıt fiyatlarının rekor düzeylere ulaşmasının kararda tesirli olmuş olabileceği belirtiliyor.
Kaynaklar Suudi Arabistan ziyaretinin gerçekleşmesinin beklendiğini kaydederken veliaht prensle görüşme teyit edilemedi. Lider Biden’ın ay sonunda Madrid’de düzenlenecek NATO tepesine ve Münih’te gerçekleşecek G-7 toplantısını katılması bekleniyor.
Joe Biden idarenin erken periyodunda Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada Biden’ın direkt olarak ve yalnızca Suudi Arabistan’ın resmi devlet lideri olan Kral Selman bin Abdulaziz’i muhatap alacağı belirtilmişti.
Bu açıklama ülkedeki gücün değerli bir kısmını denetim eden veliaht prens Muhammed bin Salman’a hakaret olarak yorumlanmıştı.
Fakat başkanlığı devrinde akaryakıt fiyatlarının rekor düzeylere ulaşmasıyla Biden’ın veliaht prensle görüşmeyi kabul etmesi için baskı büyümeye devam ediyor.
Biden son yükseliş sonrası fiyat incelemeleri için federal bir soruşturma başlatılması talimatı verebileceği ihtarında bulunmuş ve akaryakıt fiyatlarını düşürmek maksadıyla stratejik rezervlerden rekor ölçüde petrolü kullanıma açacağını açıklamıştı.
Suudi Arabistan daha evvel petrol ihracatını artırma davetlerini reddetse de Financial Times’ın haberine nazaran körfez ülkesi Batı ülkelerine petrol arzını artırmaya hazırladığının işaretlerini verdi.
Perşembe günü yayımlanan haber sonrası petrol fiyatları Asya piyasasında 113 doların altına gerilerken dikkatler Temmuz ayı için üretim kararı alacak ve mütevazı bir artış yapması beklenen OPEC+ toplantısına çevrildi. Financial Times’ın görüştüğü kaynaklar Suudi Arabistan’ın yaptırımlar nedeniyle Rusya’nın üretiminin önemli biçimde düşmesi halinde üretimi artırmayı kabul ettiğini kaydettiler.
Suudi Arabistan daha evvel yaptığı açıklamada güç piyasasında yaşanan meselelerin yılın ilerleyen devirlerinde daha da kötüleşeceğini savunmuş ve yedek kapasitesini hür tutması gerektiğine inandığını belirtmişti.
