TBMM Global İklim Değişikliği Araştırma Kurulu’nda sunum yapan Etraf ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, Türkiye’de iklim değişikliği ve global ısınmanın tesirleriyle ilgili dikkat cazibeli bilgiler paylaştı.
Meclisteki sunumda TÜBİTAK Lideri Prof. Dr. Hasan Mandal da yer aldı.
Birpınar yaptığı sunumda, Paris Antlaşması’nı onaylayan birçok ülke üzere Türkiye’nin karbon salınımı açısından kendisine maksat koyması gerektiğini tabir ederek, ülkece “kullan-at” modelini değiştirip “kullan-geri dönüştür” iktisat modeline geçilmesi gerektiğini vurguladı.
BOĞAZDA DİĞER KONUTLAR YALI OLABİLİR, ADA ÜLKELERİ YOK OLUR
Türkiye’de alınan tedbirlerle birlikte plastik poşet kullanımının yüzde 80 azaldığını belirten Birpınar, global ısınmanın tesirlerine dikkati çekti.
Birpınar, sıcaklıkların yüzyılın sonuna kadar 3-4 derece artması durumunda deniz düzeyinin 5 metreye kadar yükselebileceğini ve bu sebeple de dünyadaki birçok ada ülkesinin yok olacağını kaydetti.
Birpınar, “Eğer bu gerçekleşirse tahminen de işte İstanbul Boğazı’nda öbür binaların yalı olacağını görebileceğiz. Türkiye’de iklim değişikliğine inananların sayısı yüzde 85’lere çıktı. Karadeniz Bölgesi’nde hamsinin fiyatı bu sene 50 TL’ye kadar çıktı. Bunun sebebi deniz suyunun ısınması. Hamsi bu sebeple Rusya ve Ukrayna kıyılarına kaçıyor. Hamsinin kilosu seneye 100 TL’ye de çıkabilir. Bu balık çeşidi soğuk sularda sürü yapıyor. Buna ahenk gösterici önlemler alacağız.” tabirlerini kullandı.
“Dünyayı en çok ABD, AB ve Çin kirletiyor, bunun bedelini daha fazla ödemeliler”
Son 2,5 yılda Türkiye’de Etraf Maddesi’nde iki defa değişiklik yapıldığını ve kimi olumlu adımlar atıldığını belirten Birpınar bu sene 20 bin tona yakın atık toplandığını ve bunun geçen sene 65 bin ton civarında olduğunu söyledi.
Paris Antlaşması’nın düzgüne gitmediğini ve 2005’te imzalanan Kyoto Protokolü üzere bir işe de yaramadığını söz eden Birpınar, “Mesela, Amerika Birleşik Devletleri’nin dünya emisyonlarına katkısı yüzde 24,8, Avrupa Birliği’nin yüzde 17,4, Çin’in 13,3, Rusya’nın 6,9, İngiltere’nin 4,7, Japonya’nın 3,9 iken Türkiye’nin yüzde 1’in bile altında bir emisyonu var, 0,8 üzere bir emisyonla tarihi bir sorumluluğu var. Dünyanın kaynaklarını çok sömüren bu ülkelerin bunun bedelini çok daha fazla ödemeleri gerekiyor.” diye konuştu.
