İş süreçlerinde dijital dönüşümün tesirlerinin konuşulduğu Dijital Strateji programında bu hafta Kale Holding’in dijital dönüşüm projeleri ve verimliliğe tesiri konuşulurken, dijitalleşmenin dallar için gerekliliği paylaşıldı.
“Dijital dönüşümün en değerli noktası: Netlik ve şeffaflık”
Verinin günümüzde çok değerli olduğunu ve akıllı işletmeler için analitik araçlarla raporlama yapabilen sistemler oluşturduklarını vurgulayan Vektora CEO’su Turgay Piyadeoğlu dönüşümün yalnızca teknoloji ile değil, kurumlar ve beşerlerle bir arada bir bütün olarak gerçekleştiğine dikkat çekerek şu açıklamalarda bulundu:
“Dijital dönüşüm yalnızca teknolojik gelişmeleri barındıran bir süreci değil, insanların ve kurumların dönüşümünü de içeriyor. Dijital dönüşümde geçmiş deneyimlerimizden öne çıkan birkaç tane kriter bulunuyor. Bunların birinci sırasında kurumların var olan stratejilerine paralel olan dönüşüm stratejilerinde de çok âlâ çalışmış olmaları gelirken, bunları net ve şeffaf olarak ortaya koymaları kritik bir kademeyi oluşturuyor. Zira önceliklerin süratle değiştiği bir ortamda yaşamamızdan kaynaklı olarak günümüzde 6 aylık projeler bile eskiyebiliyor. Ancak insan hala dijital dönüşümün odağında bulunuyor. Bilhassa çevik kurumlardan bahsettiğimizde kurumu çevik yapan aslında çalışanları oluyor. Bu noktada bizim en son işimiz müşteriye yanlışsız eser, hizmet ve tecrübe yaşatabilmek.”
“Dijital dönüşümde harcanan efor azaldı”
Kale Holding Bilişim Teknolojileri Lider Yardımcısı Murat Erez ise dijital dönüşüm sürecinin kolay olmadığını bu süreçte büyük bir takımın çalıştığının altını çizerek projelerine dair şu açıklamada bulundu:
“Dijital dönüşüm projemizden kısa müddette randıman almaya başladık. SAP’nin standart iş süreçleri sistemine geçtikten sonra kusur ve geri dönüşlerde büyük bir azalma kaydettik.”
Kale Holding Bilişim Teknolojileri Lider Yardımcısı Murat Erez SAP tahlilleriyle birlikte başlattıkları dijital dönüşüm projesi hakkında şu bilgileri paylaştı: “Kale Grubu’nun dijital seyahati 1987 yılına dayanıyor. O vakitler Kobalt diye bir yazılım programıyla ve uygulamalarla başladık. 1999’da aktüel teknolojilerle tekrar bir teşebbüste bulunmamızın akabinde 2008’de farklı teknolojilere muhtaçlık duyulmaya başlanmasıyla geliştiremediğimiz eserleri satın almaya başladık. Zira işin ayrıntısını optimizasyonu düzeltme ve idare araçları, bunların entegrasyonu bize iş yükü getirmeye başladı. 2017’de SAP üzere bir platformun bu tıp teknolojilerin geliştirmesiyle projeye başladık ve 2019’da canlıya aldık. Bu sayede kullanıcılarımız daha geniş raporları elde etme imkanı bulurken, sürecin başındaki tüm korkular da memnuniyete dönüştü.”
