Cumhurbaşkanı Erdoğan, güç ve iklim bahisli Büyük Ekonomiler Forumu’na Vahdettin Köşkü’nden canlı kontakla katıldı.
Devlet ve hükümet liderlerini şahsı, milleti ve ülkesi ismine en kalbi hisleriyle selamlayan Erdoğan, ABD Lideri Joe Biden’a bu manalı aktifliği düzenlemesi ve daveti için teşekkür etti.
Erdoğan, iklim değişikliği ve etraf meselelerinin insanlığın ortak sıkıntısı olduğunu, hasebiyle bunlar karşısında verilecek yanıtların global dayanışmanın eseri olması gerektiğini anlattı.
İklim değişikliğinin yıkıcı tesirlerini her gün yaşadıkları bir denklemde hiç kimsenin bu sıkıntılara kayıtsız kalamayacağını, Türkiye olarak iklim değişikliği ve etraf problemleriyle çabayı en öncelikli problemlerden biri olarak gördüklerini tabir eden Erdoğan, bu anlayışla Paris Muahedesi’ni onaylayıp, 2053 yılı için net sıfır emisyon maksadını ve yeşil kalkınma ihtilalini ilan ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 26. Taraflar Konferansı’nda da birebir kararlılıkla çelik üretimi, sıfır emisyonlu araçlar, kara yolu ulaşımı ile orman kaybı ve arazi bozulumunu aksine çevirmeye yönelik değerli taahhütlerde bulunduklarına dikkati çekerek, “Ortak konutumuz dünyanın geleceği için Türkiye’nin iklim değişikliğiyle uğraş siyasetini ve sektörel stratejilerini güçlendirmek gayesiyle ulusal ve milletlerarası tüm paydaşların iştirakiyle İklim Şurası’nı gerçekleştirdik. Ulusal katkı beyanımızı güncelliyoruz. Yol haritamızı teşkil edecek uzun devirli iklim stratejimizi ve hareket planımızı bu yılın sonunda açıklayacağız.” diye konuştu.
Avrupa Yeşil Mutabakatı ile uyumlu olarak Yeşil Hareket Planı’nı kabul ettiklerini, yeşil liman sayısını artırdıklarını lisana getiren Erdoğan, ormanları ve korunan alanları genişlettiklerini, Türkiye’nin çölleşme ve erozyonla çabada dünyanın önder ülkelerinden biri olduğunu kaydetti.
“Yeşil hidrojen çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz”
Ulaştırma kaynaklı emisyonun azaltılması ve gübre idaresi noktasında da üzerlerine düşen misyonları yerine getirdiklerini lisana getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bu yılın sonuna kadar Türkiye’nin birinci elektrikli arabası TOGG’u üretim bandından indirerek hizmete sunacağız. Sürdürülebilir ve iklim dostu ulaşım çeşitlerini yaygınlaştırıyoruz. BM ve birçok global kuruluş tarafından takdir edilen, eşim Emine Erdoğan tarafından himaye edilen ‘Sıfır Atık’ hareketi ile etraf muhafaza, geri dönüşüm ve emisyon azaltımı konusunda çok büyük aralıklar aldık. Teknoloji ve çığır açıcı araştırma-geliştirmenin değerinin şuuruyla yeşil büyüme teknoloji yol haritası çalışmalarımızı yürütüyoruz. Yeşil hidrojen çalışmalarımızı da kararlılıkla sürdürüyoruz. Finansman ve teknoloji transferi, bu sürecin kilit başlığı olarak öne çıkıyor. Bu konuda en büyük sorumluluk, elbette asırlardır sorunun bu noktaya gelmesinde hissesi olan ülkelere düşmektedir.”
İklim değişikliğiyle uğraşta bir öbür aracın yenilenebilir güç olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye yenilenebilir şurası gücü prestijiyle dünya on ikincisi ve Avrupa beşincisidir. Jeotermal şurası gücünde Avrupa’da birinci sırada, hidroelektrik santrali şurası gücünde ise Avrupa’da ikinci sırada yer alıyoruz. Güç alanında gerçekleştirdiğimiz güzelleştirmelerle yıllık 100 milyon ton ek sera gazı emisyonundan kaçınılmıştır.” değerlendirmesini yaptı.
“Kurulu elektrik gücümüzün yüzde 54’ünü yenilenebilir güç santralleri”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna’da yaşanan savaşın güç güvenliğinin değerini bir kere daha gözler önüne serdiğini bildirdi.
Enerji verimliliği, pak güce geçiş ve güç dönüşümünün güç güvenliğinin ayrılmaz modülü olduğunun altını çizen Erdoğan, “Türkiye olarak uzun müddettir aslında bu anlayışla konum alıyorduk. Bu sayede konseyi elektrik gücümüzün yüzde 54’ünü yenilenebilir güç santrallerinde müteşekkil kıldık. 2021 yılında kurduğumuz 3,5 gigawatt kapasiteli santrallerin yüzde 97’si yenilenebilir güç santralidir.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, pak güce dönüşüm ve iklim değişikliğiyle uğraş sürecinde tüm ortaklarla iş birliği ve dayanışmaya hazır olduklarını kelamlarına ekledi.
