Dünya genelinde 2 milyardan fazla kişiyi etkileyen “gizli açlık” tehlikesi büyüyor. Alınması gereken temel mikro besinlerin eksikliği olarak tanımlanan bilinmeyen açlık, bilhassa çocuklarda büyüme sürecini olumsuz etkiliyor. En yaygın mikro besin eksiklikleri ortasında demir, çinko ve iyot öne çıkarken bu eksiklikler bağışıklığı düşürerek hastalıklara yatkınlığı artırıyor.
Sabri Ülker Vakfı ve The Nutrition Society iştirakinde Türkiye’de birinci sefer düzenlenen “Sağlık İçin Beslenmenin Rolü” konferansında bâtın açlığa dikkat çekildi. Halk ortasında “vitamin ve mineral eksikliği” olarak da bilinen bâtın açlık dünya çapında iki milyardan fazla insanı etkiliyor. Günlük toplam güç alımında, yani alınan kalori ölçüsünde bir eksiklik olmasa bile ortaya çıkabilen bilinmeyen açlık, günlük alınması gereken temel mikrobesinlerin yetersizliğinden kaynaklanıyor.
Gizli açlık bağışıklık işlevini bozuyor
Sağlık İçin Beslenmenin Rolü konferansında,gizli açlık durumunun gelişim ve bağışıklık sistemi üzerinde çok değerli tesirleri olduğunu vurgulayan Prof. Nicole Lowe, “Gizli açlık, temel mikro besinlerin eksikliği olarak tanımlanabilir. Bu durum, fizyolojik muhtaçlıkları karşılamak için kâfi ölçüde mikro besin sağlamadığında ortaya çıkar. Çocuklarda büyümenin yanı sıra fizikî ve bilişsel gelişimi tesirler ve yetişkinlerde bağışıklık işlevini bozarak artan morbidite ve enfeksiyona yatkınlığı artırabilen bir durumdur” diye konuştu.
En yaygın mikro besin eksiklikleri ortasında demir, çinko ve iyotun öne çıktığını söz eden Lowe, yeterli ölçüde temel mikro besin sağlanmadığında birçok sıhhat sıkıntısının ortaya çıkabildiğini söyledi.
Mikrobesinler hastalıklara karşı koruyor
Konferansta konuşan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Kolu Lideri ve Aşı Enstitüsü Müdürü ve Sabri Ülker Vakfı Bilim Şurası Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal, “Bazı besinler yetersiz olduğunda bağışıklık işlev bozukluğu ve bulaşıcı hastalıklara karşı artan hassasiyet ortaya çıkabiliyor. Mikro besinler, hücreleri oksidatif casusların ziyanlı tesirlerinden koruyor” diye konuştu.
Besin ve mineral desteklerinin COVID-19 hastalarının sıhhatine kavuşmasında da dayanak olabildiğini vurgulayan Ünal, şu bilgiyi paylaştı: “Son araştırmalara nazaran besin destekleri COVID-19 hastalarının sıhhatine dayanak olabiliyor. D, C, E, Çinko ve omega-3 yağ asitleri üzere minerallerin önerilenden daha yüksek günlük dozları, SARS-CoV-2 virüs yükünü ve hastanede kalış müddetini azaltmaya yardımcı olabilir.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
