Erdoğan ve devlet erkanı Efes’te! Yunanistan’a açık mesaj
TSK’nın en büyük planlı tatbikatlarından biri olan ve bu yıl 37 ülkenin iştirakiyle 9 Mayıs’ta başlayan Birleşik Müşterek Fiili Atışlı Arazi Tatbikatı EFES 2022 tatbikatı devam ediyor.
İzmir’de Efes-2022 Tatbikatı’nda açıklamalarda bulununan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan’ın yaptığı kışkırtıcı ataklar sonrası çok sert ikaz yaptı.
Erdoğan “Yunanistan’ı adaları silahlandırmaktan vazgeçmeye, memleketler arası mutabakatlara uymaya davet ediyoruz. Latife yapmıyorum, önemli konuşuyorum. Bu millet bir şey söylerse arkasını da takip eder.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şu halde;
Kahraman ordumuz memleketler arası misyonlara kadar her alanda gösterdiği başarılarla göğsümüzü kabartıyor. Dünyanın en tehlikeli silahlı terör örgütleriyle yürüttüğümüz uğraşların eşi gibisi yoktur. Suriye’de DEAŞ’a karşı birinci ve tek harekatı biz gerçekleştirdik. Hem ülkemizin hem de komşularımızın toprak bütünlüğüne, egemenlik haklarına tehdit oluşturan PKK/YPG ile yalnızca biz uğraş ettik.
‘SURİYE OPERASYONU’ AÇIKLAMASI: TASALARIMIZI ANLAMALARI VE HÜRMET GÖSTERMELERİ EN DOĞAL HAKKIMIZ
Sınırlarımızı 30 km derinliğinde bir güvenlik çizgisiyle müdafaa sınırı kararlılığını hayata geçiriyoruz. Terör örgütlerini yalnızca bizim hudutlarımızdan uzaklaştırmakla kalmıyor, komşularımızın huzuruna katkı sağlıyor. Terör koridoru kurulmasına müsaade vermeyeceğimizi, güvenlik çizgisinin eksik kısımlarını tamamlayacağımızı söz etmek istiyorum.
Hiçbir müttefik ve dostumuzun ülkemizin telaşlarına karşı çıkmayacağını, tercihlerini terör örgütlerinden yana kullanmayacağını ümit ediyoruz. Telaşlarımızı anlamaları ve hürmet göstermeleri en natürel hakkımızdır.
“SONU FELAKETLE BİTECEK BİR ÇABA”
Doğu Akdeniz’de ülkemize 2 km’den daha az, Yunanistan’a 600 km’den fazla Meis adası için 40 bin km’lik deniz yetki alanı talebini milletlerarası topluluğun takdirine bırakıyoruz. NATO ve üçüncü ülkelerin alet edilmesi, sonu felaketle bitecek uğraşın anlamasının ötesinde değildir. Sayın Miçotakis adalara turistik çıkarmalara yapıyor. Anlamak mümkün değil.
“PİŞMANLIKLA SONUÇLANACAK HAYAL VE ATILIMLARDAN UZAK DURUN”
1999 ve 2006 yıllarında AİHM tarafından mahkum edilen Yunanistan’ın baskıcı tavrına göz yumulması da ikili standarttır. Mevzu Türkiye olunca şahin kesilenlerin AİHM’i hiçe sayan, sığınmacılara insanlık dışı muamele yapanları ibretle takip ediyoruz.
Türkiye kimsenin hakkını hukukunu çiğnemez lakin kendi hakkını da çiğnetmez. Bu ülke kurulduğu tarihten beri birilerine sırtını dayayarak misal ataklar yapmıştır. Yunanistan’ı tıpkı bir asır evvel olduğu üzere pişmanlıkla sonuçlanacak hayallerden ve hareketlerden uzak durması, aklını başına alması konusunda ikaz ediyoruz. Kendine gel. Türkiye adaların silahlandırılması konusunda milletlerarası mutabakatların kendine tanıdığı hakları kullanmaktan geri durmayacaktır.
“BUNA MÜSAADE VERMEDİK VERMEYECEĞİZ”
Diğer taraftan Kıbrıs’ta Rum tarafının ikircikli ve dayatmacı tutumu adada bize eşit, hükümran, bağımsız iki devletli usul dışında bir tahlil yolu bırakmamıştır. Papazlara ağır silah eğitimi vermekten, terör örgütlerine ofis açmaya kadar Rumların yaptığı her tasarruf bu kararın isabetini göstermektedir. Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon arama ve sondaj faaliyetlerimizi de Birleşmiş Milletler uygulamaları ve öbür memleketler arası teammüllere uygun halde sürdüreceğiz. Yetki alanlarımızda bize karşın rastgele bir tasarruf yahut süreç yapılmasına müsaade vermedik, vermeyeceğiz.
“AZERBAYCAN’DAN LİBYA’YA BALKANLAR’DAN ORTA ASYA’YA SORUMLULUKLARIMIZIN GEREĞİNİ YERİNE GETİRİYORUZ”
Bizim, milletlerarası mutabakatlara dayalı yükümlülüklerimiz yanında tarihimizden ve medeniyetimizden kaynaklanan sorumluluklarımız da var. Azerbaycan’dan Libya’ya, Balkanlar’dan Orta Asya’ya kadar geniş bir alanda bu sorumluluklarımızın gereğini yerine getiriyoruz. Karabağ ve işgal altındaki Azerbaycan topraklarında 2020 yılının son aylarında yaşanan hadiseler sırasında bu anlayışla kardeşlerimizin yanında yer aldık. Ermeni tarafının tahriki ile başlayan ve 44 günlük bir gayretin sonunda Azerbaycan’ın zaferiyle sonuçlanan bu savaşta bölgede yaklaşık 30 yıldır süren işgal sona erdi.
Türkiye olarak bu süreçte iki devlet tek millet anlayaşıyla Azerbaycanlı kardeşlerimize her türlü dayanağı verdik. Bugün de ateşkesin kalıcı olması için ortak merkezde Rus ve Türk Silahlı Kuvvetleri birlikte vazife yapmaktadır. Ayrıyeten Azerbaycan ordusunun müdernizasyonu, eğitimi, mayın arama ve imha çalışmaları konusunda da kardeşlerimizle yakın iş birliği içindeyiz.
Libya’da 5 asırlık esaslı bağlarımız olan kardeşlerimizin istikrar ve inanç içinde yaşamaları konusunda her türlü takviyesi veriyoruz. Kosova’da, Bosna Hersek’te, Somali’de, Katar’da daha pek çok coğrafyada barışa ve huzura katkı sağlayacak çalışmalar sürdürüyoruz. Mazisi şan ve erdemle dolu kahraman Türk ordusu atalarından ilhamla 7 iklim 3 kıtaya iyilik getirecek vazifeler üstlenmeyi sürdürecektir. Ordumuz bugüne kadar yürüttüğü hiç bir operasyonda bilhassa harekatta, görevde günahsızlara en küçük bir ziyan vermeyerek, mağdurları daima koruyorak biçimini ve safını daima muhakkak etmiştir. Geçmişinde sömürge, katliam, vahşet ayıbı olmayan bir ülkenin askerlerine öbür türlü esasen yakışmazdı.
