Birinci olarak pandemi sonrası ülkelerde bilhassa ülkemizde son vakitlerde ziyadesiyle hissedilen ve vatandaşlarımızın gündeminde birinci sırada yerini alan enflasyon kavramını açıklayan Oltulu, “Enflasyon en kolay tarifiyle genel fiyat seviyelerindeki yükseliş ve para kıymetinin düşmesi biçiminde kendini gösteren ekonomik ve mali süreçtir.” dedi.
ENFLASYON PANDEMİ İLE ÜLKEYE GERİ DÖNDÜ
Enflasyonun Türkiye iktisat tarihinde periyot devir ‘kronik’ olarak yerini alarak gündemi meşgul ettiğini söyleyen Oltulu, “Geçmiş bilgileri incelediğimizde enflasyonun 1980, 1988, 1994 ve 1997 yıllarında epeyce yükseldiği görülmektedir. Aslında ortalama 6 yılda ülkemize bazen kronik bazen yıllık bazda uğrayan enflasyon 2002 ile 2019 ortasında ülkeyi terk etmiş olsa da pandemiyle birlikte tekrardan dönüş yapmıştır. Dünyadaki başka ülkelere bilhassa gelişmiş ülkelere baktığımızda son yılların en yüksek enflasyon sayıları açıklandığını görmekteyiz.
Türkiye’de Enflasyonun yükselme nedenlerini 2 başlık altında toplayabiliriz, birincisi talep enflasyonu ikincisi ise maliyet enflasyonu. Ülkemizde birinci olarak maliyet enflasyonu ile artan fiyatlara artık de talep enflasyonu eklendi diyebiliriz.” tabirlerini kullandı.
ENFLSAYONDA DİJİTAL TEHLİKE
Talep enflasyonu ile karşılaşan ülkeleri geçmişten farklı olarak bekleyen tehlikenin dijital dünyanın mobilite suratı olduğunu belirten Oltulu, “Dijitalleşen ticaretin sayılamayacak kadar çok yararının yanında maalesef ziyanları da mevcut, mesela maliyetleri sabit, tüketime ya da kullanıma hazır bir eserin toplumsal medya ya da dijital irtibat araçları ile daima olarak fiyatların yükseltilmesine neden olmasıdır. Buna en hoş örnek ikinci el otomobil fiyatları, mesken fiyatları ve kiraları verebiliriz. Ülkemizde bir gün içinde toplumsal medya aracılığıyla oluşan yüksek yağ fiyatlarını hatırlamakta fayda var. Yüksek enflasyon devirlerinde hane halkının ve firmaların fiyat algılamalarında belirsizlikler meydana gelir. Bu meçhullüğü âlâ niyetli davranmayan ve toplumsal medya aracılığıyla ranta dönüştürmek isteyen firma ya da bireylere karşı tedbirler alınması gerekmektedir. Devletimiz bu meselelerin çözülmesi için Bakanlıklar aracılığıyla çalışmalar yapmaktadır. Gerekli yasal alt yapı kurularak kontrolü artırmak tabi ki bu sorun için tahlil olacaktır.
Türkiye birçok badire atlatmış büyük bir ülke, enflasyonun yüksek olduğu yıllardan yani 3 haneli olduğu devirlerden düşük enflasyonlara geçmiş bir ülke olarak bugünlerin de geçeceğini biliyoruz. Gerekli ekonomik adımlar ve itimat ortamının tesis edilmesi ile çözülecek bir sorun ki geçmişte çözülmüş bir sorun, bu yüzden ülkemiz deneyimiyle bu sorunun üstesinden geçecektir.” dedi.
