Mehmet Hanifi GÜLEL
Tarım eğitiminde yalnızca ziraat fakültelerinden yetinmeyip, farklı kısımların de dayanağıyla beşeri sermaye yaratılması gerektiğini kaydeden Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı Elçisi Emrah İnce, geleceğin tarımını anlamak için uberizasyona (hiçbir şeyin olmadan iş yapma) gidilmesi gerektiğini söz etti. İnce, “Artık kuşakların geçmesiyle gelecekteki tarımı yönetme talihimiz yok. Zira tarımın yeni gübresi elbet datadır ve bilgi olmadan tarımla ilgili ileriye adım atamayız” dedi.
1. IAOM Avrasya Memleketler arası Kongre ve Sergisi’nde düzenlenen “Profesyonel Değirmenciler Bir Ortaya Geliyor, Avrasya Ülkelerinin Eğitim&Öğretim Gereksinimleri ve Beklentileri” panelinde konuşan İnce, iklim değişikliği ve değişen biyoçeşitliliğin bir bilgiden oluştuğunu söyledi. Bilginin de işlendiği vakit kıymetli olduğuna vurgu yapan İnce, “Bu bilgiyi de tahlil edecek yeni beşeri sermaye yalnızca tarımı yahut ziraatı bilmekten gelmeyecek. Geleceğe baktığımızda farklı beşeri sermayenin tarımın içine çekilmesi gerekiyor. Tarım eğitiminin, ziraat fakültelerinin geliştirilmesinden fazla başka kısımların içine ziraatı yerleştirip orada bir evrim geçirmesini öneriyorum. Bunu yapamazsak birçok eserde birinci 10’da olduğumuz klasmanı sürdüremeyeceğiz” diye konuştu.
“Türkiye’de tarım için Ar-Ge’ye 240 milyon dolar ayrılıyor”
Türkiye’nin 8,5 milyar dolarlık Ar-Ge bütçesinin kaynağının yalnızca yüzde 3’ü olan 240 milyon doların ziraî ArGe’ye ayrıldığını bildiren İnce, “Yeni gelişen dünyada buğdaya, buğdayı üretmek için çiftçiye, kaliteli buğday için ise ziraî Ar-Ge ve inovasyona muhtaçlık duyuyorsak eğitim bu alanlara yoğunlaşmalı” halinde konuştu. Çukurova Üniversitesi Öğretim Vazifelisi Prof. Dr. M. Sertaç Özer de Anadolu’nun buğdayın gen merkezi olduğunu belirterek, hakikat eser planlamasının yanı sıra kârlılık ve verimlilik noktasında kesinlikle aktif eğitim çalışmalarının yapılması gerektiğini vurguladı.
“Türkiye eğitim ve araştırmayla buğdayda kendine yetebilir”
Anadolu’da buğdayın tarihinin çok eskilere dayandığını, Hititliler ve Göbeklitepe medeniyetlerinde buğday ve ekmeğin çok değerli yeri olduğunu vurgulayan İstinye Üniversitesi Öğretim Vazifelisi Prof. Dr. Hamit Köksel, “1925 yılından itibaren yapılan kolay ıslah çalışmalarıyla randımanda 3 kat kadar artış sağlanmış. Türkiye, 10 yılda kendine kâfi hale gelmiş. Nüfus artışıyla bir arada kendine yeterlilik azaldı. Türkiye eğitim ve araştırmayla buğdayda tekrar kendi kendine yetebilir hale gelir” dedi.
