Türkiye İsrafı Tedbire Vakfı (TİSVA) Mütevelli Heyeti Lideri Prof. Dr. Aziz Akgül, salgının dünyanın nizamı ve hesabını birdenbire değiştirdiğini tabir etti.
İktisadın bir araç olduğunu belirten Akgül, “Asıl olan ise insanlığın mutluluğudur. Servet ağırlaşmasının olmadığı ve farklılığın birlikteliğinin sağlandığı, daha merhametli, daha huzurlu bir dünyada en üst düzeyde toplumsal memnunluğu sağlamak istiyorsak koronavirüs salgını sonrasındaki dünyada yeni bir paradigmaya gereksinimimiz var.” diye konuştu.
Büyümenin değil, kalkınmanın, hazzın değil, mutluluğun değerli olduğunu vurgulayan Akgül, şunları kaydetti:
“Hepitalizm; gelirden çok memnunlukla ilgili anlayışın en üst düzeye çıkarılmasına katkı sağlayan yeni bir ekonomik sistem, sosyopolitik ideoloji ve kültürel kalkınma paradigmasıdır. Yeryüzündeki bütün ömürde mutluluğun, öznel âlâ oluşun ve özgürlüğün sağlanmasını önerir. Yerelleşmeyi, sadeciliği savunur. Memnunluğu, özgürlüğü, dinginliği, sevgiyi, çevreciliği, adaleti, hakkaniyeti, müsamahayı sadecilikle birlikte gerçekleştirmeye çalışan bireye de hepitalist denir.
İnsanların dopamin, oksitosin, serotonin ve endorfin memnunluk hormonlarına gereksinimi var. Hepitalist fikir sistemi sonucu dünya, memnun beşerler ve memnun ülkelerin varlığını hak ediyor. Artık dünyada siyasi liderlik anlayışı da hepitalizm ile birlikte radikal bir biçimde değişmelidir. Dünyanın idaresinde hedonik, ayrımcı, egoist ve popülist yaklaşımlar terk edilmelidir. Empatiyi, müsamahayı, çevreyi, adaleti, barışı, özgürlüğü, eşitliği, kardeşliği, sadeleşmeyi, farklılığın birlikteliğini savunan yaklaşımlara muhtaçlık var.”
Prof. Dr. Aziz Akgül, hepitalizmin bir ütopya olmadığını aktararak, “Dünyanın yüzde 1’inin 6,9 milyar insanın serveti kadar varlığa sahip olduğu bir dünyada, eşitsizlik her geçen gün artıyor.” dedi.
Dünyanın en varlıklı 22 şahsının sahip olduğu servetin, bütün Afrika kıtasında yaşayan şahısların toplam servetine eşit olduğunu vurgulayan Akgül, “Dünyada su kıtlığı çeken nüfusun 2025 yılında 3 milyar şahsa çıkması beklenirken, dünya keyifli olabilir mi? Dünyada her yıl yaklaşık 4 milyar ton besin üretiliyor. Dünyada yaklaşık 1 trilyon dolar pahasında yılda 1,3 milyar ton besin israf edilirken, 840 milyon aç insan yaşamaya çalışıyor. Öldürmek için değil, yaşatmak için çalışırsak gezegenimizi yaşanabilir hale getirebiliriz. Mevcut global sistem sürdürülebilir değil.” sözlerini kullandı.
TİSVA Mütevelli Heyeti Lideri Akgül, mevcut global ekonomik sistemin insanlığın refahını ve memnunluğunu tehdit ettiğini söyledi.
Adaletsizliğin; mutsuzluğun en büyük sebebi olduğunu belirten Akgül, şunları kaydetti:
“Hepitalizm ideolojisinin uygulanmasında en başta gelen öncelik, her vakit insanların memnunluğu ve refahını sağlamaktır. Öteki bir deyişle, hepitalizm, kapitalizmin yırtıcı istikametlerini törpüleyerek insani ve manevi pahaların de dikkate alınmasını sağlar. İnsanı hayatın odağına koyarak nezaket, eşitlik, insani ve manevi temel bedeller ile ekonomik büyümenin gerekli arayışı ortasında bir köprüdür. Hepitalizmde olduğu üzere, insani ve manevi pahalara uygun bir hayat anlayışı oluşturulmadığı takdirde kapitalizm, insanları mutsuzluğa sürüklemeye devam edecek. Yalnızca kanser hücresinde ve kapitalizmde devamlı büyüme isteği var. Kanser, insan bünyesini tüketir, kapitalizm ise insanlığı bitiriyor.”
