Ilıca, yaklaşık 9 yıl evvel 80 dönüm arazi üzerinde elma bahçesi oluşturdu. Fidanların büyüyüp meyve vermeye başlamasıyla 6 yıl evvel şirket kurup, 300 ton kapasiteli soğuk hava deposu yaptıran Ilıca, talebe yetişemeyince başka işlerini bırakıp büsbütün bu alana yöneldi.
Meyve bahçesinin büyüklüğünü 250 dekara çıkaran ve Çorum Organize Sanayi Bölgesi’nde fabrika kurmaya karar veren Ilıca, biri makine, başkası elektrik elektronik mühendisi olan iki oğluyla tesisleşme sürecini başlattı.
Bu sırada devletten çeşitli hibe dayanakları de alan şirket, Almanya’da katıldığı bir fuarın akabinde Orta Karadeniz’de üretilen elma, armut, ayva üzere yaş meyveleri 14 ülkeye ihraç eden bir marka haline geldi.
Firmanın ortaklarından Oğuz Ilıca, AA muhabirine, babasının hobi olarak başlattığı teşebbüsün, yıllık üretiminin yüzde 60’ını ihraç ederek ülkeye döviz kazandıran dev bir tesise dönüşmesinin memnunluğunu yaşadıklarını söyledi.
OSB’deki tesislerde yılda 10 bin tonun üzerinde yaş meyve işlediklerini belirten Ilıca, yıl sonuna kadar tamamlanacak yeni yatırımlarla kapasiteyi yıllık 25 bin tona çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi.
Avrupa ve Asya ülkelerine ihracat yaptıklarını, Afrika pazarına da girmek istediklerini lisana getiren Ilıca, şöyle devam etti:
“Gıda ve tarımda 4 yıldır ihracat yapmaktayız. Yurt içinde çok güzel, büyük müşterilerimiz var lakin yurt dışı pazarları da hedefledik. Nasıl daha çok büyürüz, nasıl memlekete daha çok döviz kazandırırız, Türk çiftçisinin ürettiği eserleri yurt dışında daha katma kıymetli nasıl satarız diye düşündük daima. Bunu da bilhassa 2 yıldır önemli manada geliştirdik. 6 yılda bu düzeylere geldik. Daha süratle da büyüyeceğimizi umut ediyoruz inşallah. Son 4 yıldır yıllık yüzde 60 civarında büyüyoruz.”
“Biz bir sermaye koyduysak devletimiz de bir sermaye koydu”
İhracatlarının geçen yıla oranla iki kat arttığını söyleyen Ilıca, şunları kaydetti:
“Geçen yıl toplam satışımızın yaklaşık yüzde 35’ini yurt dışına yaptık. Bu yılın birinci çeyreğinde bu oran yüzde 60’ı buldu. Bilhassa ülkemizin dövize gereksinimi olduğu bu yıllarda hem ticari bir korku hem de vatani borç olarak görerek, Türk çiftçisinin bin bir emekle ürettiği eserleri daha fazla katma kıymetle hangi ülkelere satabiliriz, bunun arayışı içindeyiz. Hindistan, Maldivler, İsrail, Bahreyn, Umman, Katar, Gürcistan, Rusya, Suudi Arabistan, Ürdün, Kuveyt, Azerbaycan üzere ülkelerle birlikte 2 ülkeye daha ihracata başladık. 14 ülkeye ihracat yapıyoruz. Yalnızca meyve değil, Çorum’da üretilen soğanın da ihracatına 7 aydır devam ediyoruz. Ana rakiplerimiz Hollandalı firmalar. Çorum’un ürettiği eserlerin ihraç ediliyor olması bize farklı bir zevk veriyor. Yatırımlarımız ortasında soğan fabrikamız var, büyütmeyi planlıyoruz.”
Ilıca, şirketin büyümesinde devlet dayanaklarının büyük hissesi bulunduğunu, gelişim sürecinde devletin üretici ve ihracatçılara yönelik hibe programlarından yararlandıklarını belirterek,”Biz bir sermaye koyduysak devletimiz de bir sermaye koydu. Klasik bir kelam lakin Allah devletimize, milletimize zeval vermesin. Devletimizin verdiği teşviklerden yararlandık. Bir verdiğimizle iki sahibi olduk. Aslında hobi üzere başladı. Daha sonra verilen teşvik ve dayanaklarla işletmemizi, yatırımlarımızı büyüttük. Artık talebe yetişmeye çalışıyoruz.” dedi.
