Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanı Vedat Alım, “Emeğin iş barışı açısından sendikaların çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Demokratik süreç içerisinde bu uğraşlarda toplumsal hakların korunması, geliştirilmesi açısından daima tahlilden yana bir hal sergileyeceğim” dedi.
Bakan Alım, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle Türkiye Personel Sendikaları Konfederasyonunu (Türk-İş) ziyaret ederek Başkan Ergün Atalay ile görüştü.
Görüşmenin akabinde Bakan Alım ve Atalay, basın mensuplarına açıklamada bulundu. Atalay görüşmede, 1 Mayıs ile ilgili emekçinin taleplerini konuştuklarını belirterek, “Biz çalışanların problemini bu devir çözemezsek bir daha hiç çözemeyeceğimizi tabir ettim. Bilhassa bir talebimde var; örgütlenme ile ilgili nasıl kıyılarda pak kıyılara mavi bayrak dikiyorlar ‘burası girilir güvenli’ diye, örgütlü olan yerlere de bir deva bulmak lazım. Patronlar bu problemden kaçmaya devam ediyor. Onun için ilginize, alakanıza, çabanıza gereksinimimiz var” dedi.
‘EMEK KUTSAL BİR DEĞERDİR’
Bakan Alım ise 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlamak üzere Türk-İş’e geldiğini belirterek, “Emek çok kutsal bir kıymet. Çalışma hayatında Türk-İş topluluğunun daima emeğin korunması, emeğin demokrasi içinde geliştirilmesi konusunda büyük bir uğraşı olmuştur. 1 Mayıs bu açıdan çok manalıdır. Zira 1 Mayıs lakin özgürlüğün olduğu yerde kutlanır. Özgürlüğün olmadığı ülkelerde kapalı toplumlarda kapalı rejimlerde 1 Mayıs kutlanmaz, resmi devlet merasimine dönüşür. Türkiye’de çok uzun mühlet 1 Mayıs bir bayram olarak kabul edilmedi, bahar bayramı olarak değerlendirildi. Ancak 2009’daki kararla birlikte 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü olarak kabul edildi. Bu çok değerlidir. Türkiye bütün kazanımlarını demokrasi içerisinde gerçekleştirmiştir. Türkiye’nin demokratikleşmesi ilerledikçe emeğin de daha özgürleşeceği, daha güçlü örgütlenmeler yapabileceği bir süreçtir” diye konuştu.
‘ÇÖZÜMDEN YANA HAL SERGİLEYECEĞİM’
Türk-İş Genel Lideri Atalay’ın örgütlü olan yerlerle ilgili talebinin çok kıymetli olduğuna değinen Bakan Alım, “Genel Liderin önerisi çok kıymetli, örgütlü işyerlerinde, sendikal örgütlenmenin özgürce gerçekleştiği iş yerlerinde patronlarında, işletmelerin kimliklerini niteliklerini ortaya koyması açısından bir çeşit ‘beyaz bayrak’ ya da ‘mavi bayrak’ örneklerini verdiler. Bu manalı, sembolik bir şey olur. Ben emeğin iş barışı açısından sendikaların çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Demokratik süreç içerisinde bu uğraşlarda toplumsal hakların korunması, geliştirilmesi açısından daima tahlilden yana bir hal sergileyeceğim. Esasen çalışma iktisadı hocası olarak bugüne kadar gördüm; patronlarımızın, kurumsal yapıları güçlü olan işletmelerimizin de çağdaş sanayi toplumunun çalışma disiplinine, prensiplerine uygun davrandıklarını daima biliyoruz, bunu Türkiye’nin bütününe bütün işyerlerine yaymak amacındayız” dedi.
‘1 MAYIS DEMOKRATİK ÜLKELERDE MANA TABİR EDER’
Bakan Alım, daha sonra Hak Emekçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Merkezini ziyaret etti.
Alım, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlayarak “1 Mayıs personel hareketi açısından çok değerli bir tarihtir. 1 Mayıs birebir vakitte demokrasi çabasıdır. Bir insan hakkı olarak çalışma hakkının korunması açısından bir harekettir. Lakin demokrasi ile özdeştir; zira çalışanların, işçilerin taleplerinin gerçekleştiği bir düzenlemedir 8 saat sınırlaması. Daha sonra da demokratik ülkelerde aslında 1 Mayıs çalışanlarda, ‘Demokrasi varsa biz emeğimizi koruyabiliriz’ şuurunun gelişmesine neden olmuştur. Demokrasinin olmadığı hiçbir ülkede 1 Mayıs’ın manası yoktur. Askeri merasim üzeredir. Zapturapt altında merasimler yapılır. Ondan sonra personelin hakkı, hukuku, özgür örgütlenmesi yoktur. Bunun için kapalı rejimler sembolik olarak kentlerin duvarlarına, merkezlerine 1 Mayıs fotoğrafları koysalar da bunun hiçbir manası yoktur. 1 Mayıs fakat demokratik ülkelerde bir mana tabir eder. Zira emek orada özgürdür’’ diye konuştu.
